Anne(!)
17 yaşındayım. Gençliğin
en hassas yaşlarında yani. Uzmanlar öyle söylüyorlar en azından. Seneye lise
bitiyor. Önümde uzun bir üniversite maratonu var. Biraz heyecanlı çokça
endişeliyim. Endişem sadece okul kaygılarından değil. Birçok arkadaşımdan
farklıyım. Onların, her zaman arkalarında duran, yanlış yaptığında azarlasa da
elinden tutan, bir şeyleri başarmaları için hep destek olan, en azından destek
olmaya çalışan aileleri var. Ben ise yalnızım. Evet, kelimenin tam anlamıyla
yalnızım. Nasıl mı? Anlatayım... Ben 2 yaşındayken babam bir firmanın
muhasebecisiymiş. Ancak çalıştığı şirketin parasını çalacak kadar karaktersiz
bir adammış. Bir gün şirket yöneticileri babamın bu ihanetini fark etmiş ve
derhal işine son vermişler. Bununla kalmayıp mahkemeye suç duyurusunda
bulununca babam hapsi boylamış. Hem işini hem de özgürlüğünü kaybeden babam
bunu kaldıramayıp hapishane tuvaletinde paslı bir jiletle bileklerini keserek
intihar etmiş. Bunun haberini alan annem beni tek başına büyütemeyeceğini
söyleyerek beni teyzeme bırakmak istemiş. Teyzem o zamanlar 30'lu yaşlarının sonunda bekar bir kadın... Hiç evlenmedi. Eşi, çocukları olmadı. Yani o da benim gibi yalnız. Annem beni ona vermek istediğinde ikiletmeden kabul etmiş. O da yalnızlığını benimle telafi etmek istemiş sanırım. O günden sonra hep kol kanat gerdik birbirimize. 15 sene teyzem baktı bana. Beni doğuran
kadından daha çok annemdir kendisi. Ama ona hiç anne demedim. Daha doğrusu ben
hayatta hiç ‘anne’ demedim. Bunun ne kadar acı, ne kadar ağır olduğunu tahmin
edebilirsiniz belki ama yaşamadıysanız anlayamazsınız. Ama teyzem hep
yanımdaydı benim. Eğer yaşasaydı bugün bu kadar endişeliyken de yanımda olurdu
eminim. 2 ay önce meme kanserinden kaybettim kendisini. Son ayları ne kadar
acılı geçse de enerjisinden hiçbir şey kaybetmemiş, son anlarında bile bana
moral vermek için uğraşmıştı. Kendisi benim idolüm. Ama ne kadar uğraşsam da
onun kadar güçlü olabileceğimi sanmıyorum. Gördüğünüz gibi son derece yalnızım.
Sonuna kadar güvendiğim dostlarım, birkaç uzak akrabam var elbet ama aile gibi
olmaz ki. Yani en azından etrafımdan gözlemlediğim kadarıyla aile çok daha
başka bir şey. Beni endişelendiren asıl şeye gelirsek, teyzemin öldüğünü
öğrenen biyolojik annem vicdan yapıp beni görmek istediğini söylemiş birkaç
uzak akrabaya. Onlar da bana sordular. Kurdukları cümle tam olarak şuydu:
“Annen seninle tanışmak istiyormuş.” Komik değil mi? O bir anne ama evladıyla
15 yıl sonra tanışmak istiyor. Trajikomik aslında. Çok düşündüm bunu ve
tanışmaya karar verdim. Şu hayatta bir tek şey öğrendiysem o da zamanımızın
aslında çok az olduğu. Düşündüğümüz kadar uzun yaşamıyoruz. Çok iyi biliyorum
ki bugün sinirle tanışmayı istemediğim biyolojik annemi ilerde çok merak
edeceğim. Ama belki de onu tekrar bulup tanışma fırsatım olmayacak. Ya da
bulsam bile bu defa o tanışmak istemeyecek.
Bunu riske atmak istemediğimden tanışmak istediğimi söyledim benle
annemin arasında posta güvercinliği yapan akrabalarımıza. Dediklerine göre çok sevinmiş
kabul ettiğimi duyunca. Pek inanmadım buna. Çünkü kafamda son derece gaddar bir
kadın olduğunu tasarladım yıllardır. Sonuçta o evladını bırakabilen bir kadın.
Gaddar olması gerek benim gözümde. Ve beklenen gün gelip çattı. İşte
endişelendiğim asıl mesele bu. Bugün tanışacağım kendisiyle. Her şey bir soru
işareti benim için. Saçı nasıl mesela? Eski fotoğraflardaki gibi kısa ve
kabarık mı, yoksa yıllar içinde değişti mi? En sevdiği şarkıcı kim? En çok
hangi yemeği sever? Çaya kaç şeker atar? Uyurken sayıklar mı mesela? İlk
karşılaştığımızda sadece elini mi sıkacağım yoksa sarılıp öpecek miyim? Ona
nasıl hitap edeceğim? Anne? Yeni tanışılan bir kadın için fazla iddialı.
Hanımefendi? Yok artık. Konuşmaya başladıktan sonra ne soracağım ona? Beni
nasıl ve neden bıraktın, hiç için sızlamadı mı, bunca yıl hiç merak etmedin mi,
özlemedin mi beni…? diye soruları sıralamak isterken ‘nasılsınız?’ sorusunu sormak
çok samimiyetsiz olmaz mı? Endişeliyim. Korkuyorum. Biraz da heyecanlıyım. Ama
her şeyden önemlisi ne yapacağımı bilemez haldeyim. Düşündüm de ona en iyisi
siz diye hitap etmeliyim…
YESENYA
Yorumlar
Yorum Gönder