Yol
Yolculuk yapmak onu hep
özgür hissettirirdi. İstediği her yere gidebilirmiş, her istediğini yapabilecek
gücü varmış gibi hissederdi. Sırf bu yüzden kendini şımartmak istediğinde hep bir
yerlere gitmeye çalışırdı. Yine bir yolculuktaydı işte… Yolculukta uyuyan
insanlardan olamadığından, koltuğa kurulur kurulmaz kulaklığını takıp favori
şarkılarından birini* açıp kendini seyahate hazırladı. Araba hareket eder etmez
ayaklarını altına toplayıp rahat bir pozisyon buldu kendine. Derin bir nefes
çekti ve içten içe vedalaştı ayrıldığı şehirle. Yol ritüellerinden biri buydu. Yakın
bir yerlere gidiyor olsa dahi sanki ayrıldığı yeri bir daha göremeyecekmiş gibi
veda ederdi şehre. Bir süre yol aldıktan sonra nihayet otobüsün ışıkları da
kapandı. Ve işte yalnızdı. Müzik, manzara ve anılar… Yolculuk sırasında bir
yeri geride bırakmanın verdiği burukluktan mı, bir yere varacak olmanın
umudundan mıdır bilinmez insan hep çok düşünür. Tüm anılar bu zamanı
kollamışçasına üşüşür fikrine. Unutulan, unutmak isteyip bir türlü unutulamayan,
büyük-küçük, önemli-önemsiz her detay gelir akla. O da herkes gibi dalıp gitti
düşüncelere. Kafasında yaşadığı sahneleri tekrar tekrar kurguladı. Zaman zaman
kendine kızdı, kendiyle gurur duyduğu da oldu bazı bazı... Yaşadıkları bitince yaşanması
muhtemel şeyleri, daha sonra da hayallerini düşledi sırasıyla. Şarkıları akıp
gidiyordu kulağında. Yolu izlemeyi bırakıp gökyüzüne kaldırdı bakışlarını. Dolunay
vardı. ‘Muhteşem zamanlama!’ dedi içinden. Dolunayı seyretmeye bayılırdı. Her şey
kurgulanmış kadar güzeldi şu an onun için. Müziği, seyretmeye doyamadığı
dolunayı ve uzayıp giden yolu… İyice inceledi dolunayı. Kafasındaki belirsizliklere
nispet yaparcasına net ve parlaktı. Elini uzatsa yakalayacak kadar yakın
ama bir o kadar da uzak görünüyordu gözüne. Kendi içindeki fikirlere daldı tekrar.
Hayatını, geleceğini, şimdiki kişiliğini, olmak istediği kişiyi, hepsini tek
tek düşündü. Şu an kendine karşı oldukça şeffaf olabildiğini fark edip yeni
kararlar bile aldı. Uygulamada sıkıntı olacağını biliyordu ama yeni kararlar
almak insana garip bir öz güven veriyordu sanki. Düzenli olarak kendiyle ilgili
kararlar alır sonra da bunlara uymazdı. Önemli olan adım atmaktı sonuçta değil
mi? Yolu izlemeye devam ederken kendinden uzaklaşıp çevreyi incelemeye başladı.
Yanlarından hızla geçtiği evlere bakıp tek tek daireleri inceledi. Her birinde
farklı hikaye barınan bu evlerde neler yaşanıyordu acaba? Şu an mutlu bir
ailenin evinin önünden mi geçiyordu yoksa az evvel kavga edip küsmüş bir çiftin
evi miydi o? Huzurlular mıydı mesela? Yoksa başkasının yerinde olabilmenin
hayalini mi kuruyorlardı? Uyuyorlar mıydı ya da? Kafasında yeni yeni hikayeler
kurmaya başladı bunları düşünürken. Bir yandan da yanından ayırmadığı defterine
küçük küçük notlar alıyordu. Genelde sürekli düşünüp bir şeyleri kurgulamaktan,
anılarını sürekli tekrar gözden geçirip onları farklı senaryolara oturtmaktan
hoşlanmıyordu. Daha doğrusu bunları sürekli yaptığı için ânı kaçırdığını düşünüyordu.
Hep bir şeyleri kurgulayıp, hayal edip olma olasılığını düşünmekten o ânı
yaşamayı ıskalıyordu. Sık sık ânı yaşayacağına, düşüncelere dalmayacağına dair kendine
söz veriyordu vermesine de, bu kararını da daha uygulamaya koyamamıştı. Ama böyle
anlarda bu karara uymadığına seviniyordu. Yolculukta, bir yerlerde birini ya da
bir şeyi beklerken, bulunduğu ortamdan sıkılıp soyutlanmak istediğinde bu
özelliği çok işe yarıyordu. Düşünürken zaman çok çabuk geçiyordu çünkü. Şimdi de
öyle olmuştu işte. Gün doğmaya başlamış ve varacağı yere birkaç kilometre
kalmıştı. Yolculuğun başladığı anda açtığı şarkıyı tekrar açıp son ritüelini de
gerçekleştirdi. Aradan geçen saatleri net bir şekilde görebilmek için yapardı
bunu. Bu şarkıyı ilk dinlediği yer ve zamanla şu andaki yer ve zamanı
kıyaslardı. Bu kadar çok ritüel sıkar aslında insanı. Yapılan her şeye bir anlam
yüklemek fazla emek ister ama o böyle bir insandı işte. Verdiği kararları
uygulamaya üşenen ama ritüellerinden asla şaşmayan, kendi kendiyle sık sık
çelişen biriydi. Varış yerine gelince arabadan inip bavulunu aldı ve bir
sonraki yolculuğun hayalini kurmaya başlayıp bulunduğu ânı ıskaladı yine…
*Şarkı Önerisi: Bülent Ortaçgil- Bu Su Hiç Durmaz
YESENYA
Şindi o arabada o müziği dinlerdçken dolunayı seyretmek vardı 😊
YanıtlaSilÖnümüzdeki ilk dolunayda yapın 💪😇
Sil