Kitap Tavsiyesi 2: Kerimcan Kamal- Güzel Kaybedenler
Kafa dergisi yazarı
olan Kerimcan Kamal’ı bir çoğunuz okumuşsunuzdur büyük ihtimalle. Ben onun
geçen ay çıkan ‘Güzel Kaybedenler’ kitabıyla ilgili naçizane düşüncelerimi
sizlerle paylaşmak istedim. Tamamen Kerimcan Kamal’ın yaşadığı, üstesinden
geldiği sorunlardan çıkardıklarıyla alakalı, birçok aforizma içeren son derece
akıcı bir kitap. Adından da anlaşılacağı üzere, hayatında en az bir kere
kaybedenlerin ya da kaybettiğini düşünenlerin kendini bulacağı bir kitap
diyebilirim. Anlatımı o kadar doğal ve akıcı ki, okuyor gibi değil de bir
kafede yazarın karşısında oturmuş sıcak çikolatanızı yudumlarken onu
dinliyormuş gibi hissettiriyor. Tabiri yerindeyse, her konudan bahsetmiş yazar.
Ben kitabın oldukça etkilendiğim bazı yerlerinden alıntı yaparak bu yerleri
sizinle paylaşmak istiyorum.
Öncelikle ‘Tanrı Parçacığı’
adlı başlıkta bulunan şu bölümü alıntılamak istiyorum; “…Herkes annelerin hamurundaki Tanrı’yı özlüyor. Çünkü Tanrı’dan da
beklentimiz bu. Niye burada olduğumuzu şavullayamadığımız bu dünyadaki
aptallıklarımızı affetsin ve yine de bizi sevsin… Çocuğumuzun annesi olmasını
istediğimiz kadınlarımızda aradığımız annemiz ve bize yaşam veren annelerimizde
bulduğumuz Tanrı parçacığı bu galiba…”
‘Umudundan Asla’
bölümünde, okurken ‘İşte bu!’ dediğim bir kesit de şöyle; “Her şeyden vazgeçeceksin de umudundan asla. Her şeyini isteyecekler
çünkü. Ve çoğunu alacaklar da. Acımasız dünya. Niye diye sorma. Ve yine de bir
sır gibi saklayacaksın umudunu iç cebinde. Herkesin bitti dediği anda bile…”
Diğer bir alıntıyı da
‘Karanlık Olmasa Yıldızları Göremeyeceğim’ bölümünden yapmak istiyorum; “…Bir yıldız söndü, diğeri yeni doğuyordu. Ama adam yıldızların da
insanlardan farklı olmadığını fark etti. Yıldızlar umut demekti. Ve o parlak
ışıklar nerede durduğuna göre değişiyordu. Yine de içine döndü ve kendinden
nefret etti. Ama sonra “Belki de karanlık olmasa yıldızlarımı göremeyeceğim”
dedi. Her şeyden bir hayır çıkarmayı öğrendi…”
Okurken birçok şeyi,
olguyu, düşünceyi tekrar düşündüm. Birçok yerde, ‘sahi ben olsam ne yapardım/ne
derdim?’ diye sordum kendime. İşte kendime sorular sorduğum bölümlerden bir
tanesi; “…Sana ne olacağına kim karar veriyor
deseler ne cevap verirsin? Zor soru. Bu hayat birbirine ters gibi gözüken ama
aslında özde tek olan iki şeyle yaşanıyor hep.
…Sana ne olacağına kim karar veriyor
deseler benim cevabım yine ayrıymış gibi görünen ama tek olan o iki şey olur.
Yer ve gök. Yani yeryüzünde uğraşacaksın, çalışacaksın ama kardeşim göklerden
de bahtın olacak yahu. Şans dediğin şey fırsatla emeğin kesişimiyse başarı
kesinlikle yola devam etmektir. Düşe kalka vazgeçmemektir. Yıldızın parladığı
ana hazır olmaktır...”
Yaşananlardan ders
çıkarmayı, çıkarabilmeyi oldum olası sevmişimdir. Bunu yapabilen ve yazılarında
bu derslere yer veren yazarlara ayrı bir sempati duyarım. Mesela böyle;
“…Kokuların hafızası vardır. Aradan
geçen onca yıl mı? Onları da yukarıda anlattım. İnsan olmaktan dolayı
kırılmakla geçen birbirinin benzeri ömürlerimiz. Her canımızın yanışında
nedenine anlam veremediğimiz ama bir sonrakine biraz daha taşlaşarak
büyüdüğümüz yaralanmalarımız. Sonra dedim ki avucumda sıkı sıkı gizlediğim saf
kalmış son çizgiye; Hayat ne acı…”
Yaşanmışlıklardan
çıkardığı en güzel dersleri anlattığı ve benim belki de kitabın en sevdiğim
bölümü olan ‘Zamanla’ dan da bir alıntı yapmak istiyorum;
“…Ama arada hırs ederken bulduğum
zamanlarda kendimi, ki arada hırs ederken buluyorum kendimi, durup bir aynaya
bakıyorum. Bir gülmedir alıyor beni. Hala küçüklüğüme şaşırıyorum. Hepsinin
ortasında bir yerde olmak zor. Biliyorum. Meğer başka bir yerde olmak daha
zormuş. Artık onu daha acı biliyorum…”
Yazının başında da
söylediğim gibi adeta bir sohbet havasında akıyor kitap. Yormayan, tatlı tatlı
hüzünlendiren, sık sık sorgulatan nahif bir kitap. Okumanızı tavsiye ediyor ve
yazarın da yazısına son verdiği bir dörtlükle son vermek istiyorum yazıma...
“Esen
rüzgâra bırak kendini.
Kimse
bilmezse o bilir halini.
Çok
düşünme
Bir
tebessüm anıdır bu dünya zalimi
Gülüp
de geçenlere selam olsun.”
Selam olsun!..
YESENYA
Yorumlar
Yorum Gönder